Kardeş Şehirler

Kardeş Şehir Nedir?

Kardeş şehir, UCLG’nin bayraktarlığını yaptığı küresel belediyecilik hareketinin kilit unsurlarından biridir. 19. yüzyılın sonlarında hız kazanan “evrenselcilik” anlayışının bir yansıması olan küresel belediyecilik hareketi, temel olarak kentler üzerinden dünya barışına ve refahına katkı sunmayı amaçlamaktadır. Kardeş şehir ilişkileri de birliktelik ve dayanışma duygularını güçlendirdiği için doğrudan bu amaca hizmet etmektedir. Bununla birlikte, kardeş şehir ilişkilerine yüklenen anlam zaman içinde değişime uğramıştır. Kardeş şehir ilişkilerinin geçmişte iki topluluğun birbirini tanıması ve böylece birbirine karşı olumsuz duygularını yenmesi ya da olumlu duygular geliştirmesi beklenirken, günümüzde somut çıktılar doğuracak bir kazan-kazan durumu oluşturulmadığı sürece kentler ilişki kurmaktan kaçınmakta ya da kurdukları ilişkiye olan ilgisini yitirmektedir. Bunun çözümü, daha en baştan, uygun bir zemin üzerine ve sürdürülebilir bir kardeş şehir ilişkisi kurmaktır.

Kardeş Şehir İlişkisi Nasıl Oluşturulmalıdır?

Kardeş şehir ilişkisi kurmak isteyen kent, karşı taraftan neler almak istediğini ve karşı tarafa neler verebileceği üzerine düşünerek işe başlamalıdır. Kardeş şehir ilişkisinin karşılıklı yarara dayalı bir iş birliği türü olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle, iş birliğinin çerçevesini çizmeden, yani kapsamını belirlemeden girişilecek bir çabanın başarısızlıkla sonuçlanması olasıdır. Kısıtlı kaynaklarla çalışıldığı göz önünde bulundurularak, kapsamı olabildiğince geniş tutmak yerine, önceliklere göre sınırlı bir kapsam belirlenmelidir. Yanı sıra, kapsamın ve amaçların açıkça tanımlanmaması da ortaya koyulan emeğin boşa gitmesine yol açabilir. Ayrıca, eşitsiz ve tek yönlü bir kardeş şehir ilişkisi sürdürülebilir olmadığından, ortak paydada buluşabilmenin dışında, benzer özellikleri taşıyan ve ölçek bakımından birbirine yakın iki kentin “eşleşmesi” de kurulan ilişkiyi güçlü kılacaktır.

Neden Kardeş Şehir İlişkisi Kurulmalıdır?

Her kentin kendine özgü bir birikimi ve gücü vardır. Kimi kentler tarihten gelen bir yönetim geleneğine sahiptir, kimi kentlerin doğal kaynakları boldur, kimi kentlerse yetişmiş insan gücü bakımından şanslıdır. Bununla birlikte hiçbir kent tüm olanakları elinde bulunduramaz ve tüm sorunları aşabilmiş değildir. Zaman aktıkça koşullar değiştiği için tümüyle sorunsuz bir yapıya kavuşmak olanaksızdır denebilir. Tıpkı bireyler arası ilişkilerde dostların birbirine destek olması gibi, kentler arası ilişkilerde de kardeş şehirler birbirine destek olmaktadır. Bu bağlamda, doğru bir kardeş şehir ilişkisi, büyük kardeş ile küçük kardeş arasındaki ilişkiye değil, akran iki arkadaşın ilişkisine benzetilebilir. İki kent birbirini dinleyip, karşılaştıkları zorlukları ve elde ettikleri başarıları birbirine anlattığında, birbiri için esin kaynağı olabilir. Yapılacak somut ya da somut olmayan paylaşımın sınırını ancak kentlerin kendisi belirleyebilir.

Kardeş Şehir Olma Süreci Nasıl İşler?

Her ne kadar paylaşımın sınırlarını kentlerin kendileri belirlese de her yerel yönetim sınırları içinde bulunduğu ülkenin yasal düzenlemelerine uymak zorundadır. Yerel yönetimler kimi ülkelerde güçlü bir özerkliğe sahipken, kimi ülkelerde merkezi yönetimin sıkı denetimi altındadır. Durum ne olursa olsun, ulusal hukukun gerekleri yerine getirilmediği sürece, kardeş şehir ilişkisi kurulamaz. Gelgelelim, bu, gerek koşul olarak değerlendirilebilir, yeter koşul olarak değerlendirilemez. Öncelikle, yerel yönetim liderliğinin ortaya koyacağı ve yerel yönetimin tüm birimleriyle açıkça paylaşacağı iradesi, ekibi için itici bir güç olacaktır. İkinci aşamada, görevlendirilen ekip, hem kendi şehirlerinin özelliklerini ve beklentilerini hem de bir kardeş şehirde aradıkları özellikleri net bir biçimde tanımlamalıdır. Üçüncü aşamada ise yol ikiye ayrılmaktadır: Yerel yönetimler ya kendi başlarına bir çabaya gireceklerdir ya da ulusal ve uluslararası ağların desteğine başvuracaklardır. Daha kolay ve etkili olan yol, ikincisidir. Ağların bilgi birikimi ve deneyimi, başarılı bir eşleşme sağlanmasına katkı sunacaktır. İlişki hangi yolla kurulmuş olursa olsun, iki kentin kardeş şehir ilişkisi kurmayı taahhüt ettiği kağıdın altına imza atması, sürecin sonuçlanması değil fiilen başlaması anlamına gelmektedir. Doğal olarak, kardeş şehir ilişkisinde tam olarak bir “son adım” yoktur.