Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA) olarak ana vizyonumuz; yerel yönetimler arasında ve dünya toplumu içinde, iş birliği yoluyla, yerel yönetimin değerlerini, amaçlarını ve çıkarlarını geliştirerek, demokratik yerel yönetimin dünya ölçeğinde birleşik sesi ve sözcüsü olmaktır.
Bizler, şehirlerin de insanlar gibi canlı organizmalar olduklarına, tıpkı insanlar gibi onların da belli haklara sahip olduklarına inanmaktayız. Fakat, ne yazık ki günümüzde, birçok Filistinlinin kendi şehirlerinde insan onuruna yakışır yaşam standartlarından yoksun yaşaması ve göç baskısıyla karşı karşıya olması gerçeğiyle yüzleşmekteyiz. Şehri var edenlerin sakinleri olduğu gerçeğinden yola çıkarak, söz konusu durumun hem Filistinlilere, hem de şehirlerine yönelik hak ihlalleri ile dolu olduğu ortadadır.
Özellikle son gelişmeler karşısında İsrail güçlerinin düzenlediği saldırılar neticesinde, 60’tan fazla Filistinli yaşamını yitirmiş ve yaklaşık 3000 kişi ise yaralanmıştır.
Bizler, bölge ülkelerimizden biri olan Filistin Devleti halkına uygulanan bu saldırıları şiddetle kınıyor bu tür saldırıların aynı zamanda şehirler için de onarılması imkânsız yıkımlara yol açtığını ifade etmek istiyoruz.
UCLG-MEWA olarak, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı’nın (UCLG) Aralık 2017’de Çin’in Hangzhou kentinde gerçekleştirdiği Dünya Konseyi’nde kabul edilen Kudüs Önergesi’nden hareketle, bölgemizde daha herkes için iyi yaşam şartları sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu önergeye göre;
9 Aralık 2017 tarihinde Dünya Konseyi toplantısı vesilesiyle Hangzhou’da bir araya gelen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler, aşağıdakileri beyan ederler:
- Kudüs’ün uluslararası hukukça tanımlanan statüsü bu konudaki kararlara uygun olarak tanınmalıdır.
- Filistin halkının haklarının desteklenmesi ve geniş kapsamlı çözümler bulunması gerekmektedir.
- Teklif edilen tüm çözümlerin şehrin sakinleri arasındaki barış ve uyumu güçlendirmesi, nefret ya da bölünmeye katkıda bulunmaması gerekmektedir.
- Barış sürecinin korunması ve bu süreci riske atabilecek tüm önlemlerden kaçınılması gerekmektedir.
- Bu konudaki hiçbir karar tek taraflı olarak alınmamalıdır.
UCLG çatısı altında bir araya gelen yerel ve bölgesel yönetimler olarak bizler, uluslararası ilişkilerin istikrarlı şekilde sürdürülmesinde uluslararası hukukun geçerli olması ve çatışmalara son verilerek Kudüs’ün özel statüsünün korunması gerekliliğini vurgularız.
UCLG-MEWA olarak; UCLG Dünya Teşkilatı’nca kabul edilen önergede yer alan ilkeler doğrultusunda, insanlığın ortak mirası kabul edilen Kudüs’ün eşsiz kimliğinin korunmasının önemine inanıyoruz.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile oluşturulmuş uluslararası çerçeve, özellikle de ‘sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumların desteklenmesi, herkes için adalete erişimin sağlanması ve her düzeyde etkili, hesap verebilir ve kapsayıcı kurumların inşası’ ile ilgili 16. Hedef doğrultusunda; dünyadaki tüm yerel yönetim, STK ve uluslararası yardım kuruluşları liderlerini ve BM’nin ilgili organlarını Filistin halkı ile dayanışmaya ve Filistin’de yaşanan bu hak ihlallerine son verilmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Mehmet DUMAN
UCLG-MEWA Genel Sekreteri